Basın Toplantısı

İzmir Barosu

20 Nisan 2007

14 Nisan Cumhuriyet Mitingi’nin Değerlendirilmesi

Değerli basın çalışanları,

14 Nisanda yapılan büyük yürüyüş ve mitinge katılan örgütler ve yurttaşlar olarak bir değerlendirmeyi sizlerle paylaşmak istiyoruz.

14 Nisan mitingi ülkemizin her yanından gelen bir milyonu aşkın kişinin katıldığı derslerle dolu bir miting olmuştur.

Bu miting ile öncelikle yazılı ve görsel medyanın gerçekleri nasıl yok sayabildiğini veya tahrif edebildiğini üzülerek gördük. Halkın haber alma, gerçekleri öğrenme özgürlüğü belli çıkarlar nedeni ile çiğnenmiş, Basın ahlak yasası ayaklar altına alınmıştır. Özellikle halkın vergileri ile masraf ve maaşlarının ödendiği TRT televizyonları partizanca yapılan atamalar sonucunda halktan tamamen uzak, parti yayın organı gibi hareket ederek halkımızın büyük tepkisin! çekmiştir.

TRT'nin durumu partizanca atamaların ülkemizi ne hale getirebileceğinin açık örneğini oluşturmuştur. Bildiğiniz gibi bugün ülkemizdeki önemli kurumlar vekaleten yönetilmekte ve yapılmak istenen atamalar Cumhurbaşkanımızın vetosuna takılmaktadır. Hükümetin hedefi yeni seçilecek cumhurbaşkanına bu atamaları asaleten yaptırmak ve ülkeyi bunlarla TRT'de olduğu gibi yönetmektir.

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncelikle bu nedenle önemlidir.

Yine bu mitinge katılanlar Başbakan tarafından bindirilmiş kıtalar olarak nitelendirilmiştir. Bu milyonlarca yurttaşa yapılan bir hakarettir. Başbakanın niye cumhurbaşkanı olamayacağı bugüne kadar onlarca sebep ile açıklandı. Ancak Başbakanın bindirilmiş kıtalar değerlendirmesi, niye cumhurbaşkanı olamayacağının en son örneğidir.

Halkına hakaret etmeyi alışkanlık haline getiren bir kişinin bırakın cumhurbaşkanı olmasını, Parlamentoda olması bile büyük talihsizliktir. Milletvekili, ismi üzerinde milletin, halkın vekilidir. Milletine hakaret eden biri nasıl milletin vekili olabilir? Hangi millet kendine hakaret edecek birini vekili olarak seçer? Başbakana sormak lazım. Siz kimin milletvekilisiniz sayın başbakan?

Bu davranışlar, hükümetin 14 Nisan'ı anlamadığını veya anlamazlıktan geldiğini göstermektedir.

Yine 14 Nisan Mitingi, kullanılan döviz ve pankartlar, söylenen sloganlar ile yurttaşın cumhurbaşkanlığı seçimine el koyduğunu ve nasıl bir cumhurbaşkanı istediğini göstermektedir. Yurttaşın istediği gelişmeler olmazsa bu mitingler artarak devam edecektir. Yurttaş açıkça Cumhuriyetin değerlerine, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e, laik demokratik Türkiye'ye sahip çıkmış ve cumhurbaşkanının bu niteliklere sahip biri olmak zorunda olduğunu meydanlarda göstermiştir.

Cumhurbaşkanı seçimi bir partinin tekelinde olamaz ve bir partinin cumhurbaşkanı olamaz. Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Türkiye Cumhuriyeti demokratik laik sosyal bir hukuk devletidir. Seçilecek cumhurbaşkanı bütün bu özellikleri benimsemiş, bu değerlerin mücadelesini yapmış biri olacaktır. Bunun başka seçeneği yoktur.

Sayısal çoğunluklarla, muhtelif oyunlarla yapılacak bir seçimi yurttaşın kabul etmeyeceği meydanlarda gösterilmiştir.

Yine cumhurbaşkanı yukarıda saydığım değerleri korumak için yemin edecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Genelkurmay Başkanımızın dediği gibi bu değerleri sözde değil özde benimseyen bir kişi ancak bu yemini edebilir. Bu yeminde takiyye olamaz, olmamalıdır.

Şu andaki çoğunluk partisi milletvekillerinin, Başbakanın bugüne kadar nasıl takiyye yaptıkları bilinmektedir.

Yine tarafsız olması gereken Meclis Başkanının, "Dindar bir Cumhurbaşkanı seçilecek." sözleri hem Anayasaya ve hem de bütün Cumhuriyet değerlerine aykırı, kışkırtıcı bir davranıştır. Yine hukukçuların büyük çoğunluğunca kabul edilen, seçim sırasında mecliste 367 kişinin bulunma zorunluluğunu keyfi biçimde aramayacağını ilan etmesi, Anayasayı ihlal suçu ve dayatmadır. Unutulmasın ki gün gelir, bunların hesabı bir gün bağımsız mahkemelerce sorulur.

Bütün siyasi partilere sesleniyoruz.

Ülkemizi ve halkımızı 4,5 yıldır geren, bu seçimle gerginliği daha da arttıran, halkı küçümseyen, halka hakaret eden, halka zulmeden, Cumhuriyet değerlerimizi çiğneyen, ulusal çıkarlarımızın ayaklar altına alınmasına yol açan zihniyetin temsilcisini cumhurbaşkanı olarak seçmemek için gerekeni yapın!

Önemli olan şu şahıs veya bu şahıs değildir. Önemli oylan takiyye yapmadan, ettiği yemine sadık kalabilecek, Devlet olarak onurumuzu koruyabilecek, yüceltebilecek, Anayasal görevlerini bağımsız, objektif olarak yapabilecek, tüm milletin cumhurbaşkanı olabilecek biridir.

Partizanlığın, partizanca atamaların ülkemize çok pahalıya mal olduğunu birçok örnekle gördük, bu şekildeki bir cumhurbaşkanı seçiminin ise ülkemizi felakete götüreceği çok açıktır.

Hepinize saygılar sunuyor, katıldığınız için teşekkür ediyorum.

  • İzmir Barosu
  • İzmir CUMOK
  • ADD İzmir Şubeleri
  • Yol-İş Sendikası 1 No.lu Şubesi
  • Eğitim-İş Sendikası İzmir Şubesi
  • İzmir Diş Hekimleri Odası
  • Ege Öğretim Elemanları Derneği
  • Eğit-Der
  • Kimya Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
  • Türk Hemşireler Derneği
  • TOBAV
  • Kemalist Üniversiteliler Birliği
  • Kanaltürk Ulusal Gönüllüleri
  • Ulusal Uyanış Platformu
  • Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği İzmir Şubesi
  • Muharip Gaziler Derneği
  • İzmir Emekli Subay Eşleri Derneği
  • CHP Konak İlçe Örgütü
  • Ferda Kardelen
  • İzmir Barosu Başkan Yardımcısı