Bu Kurultay Başka Kurultay!

Sevgili okurlarım, “Kurultay” deyince akla hemen siyasal parti kurultayları gelir...

Ama bugün sözünü edeceğim kurultay Ege Öğretim Elemanları Derneği EGÖDER tarafından 20-21 Mart tarihlerinde düzenlenen “Üniversite, Sorunlar ve Çözümler”başlıklı 8. Üniversite Kurultayı.

AKP iktidarı, üniversite yönetimlerine el koyunca, özellikle demokrasi, insan hakları, öğretim, eğitim gibi konulardaki bilimsel toplantılar da baskılanmış görünüyor...

Nitekim, sözünü ettiğim, otuzdan fazla öğretim üyesinin oturum başkanı ve konuşmacı olarak katıldığı, konularında uzman hocaların önemli bilimsel bildiriler verdiği bu kurultay, üniversite yönetimi tarafından “bilimsel” olarak kabul edilmediği için, daha önce yapılan yer tahsisi iptal ediliyor ve üniversitedeki bir amfide yapılması planlanan toplantı, bir otele taşınıyor.

Cumartesi günü, “Bilim Akademisi”nin düzenlediği bir toplantıyla ilgili olarak yazdığım yazımı “Türkiye’de bilim ve sanat, siyasetin sefaletiyle karşılaştırılamayacak kadar gelişmiştir... Haysiyetli bilim insanlarının sayısı da hiç az değildir!” diyerek bitirmiştim.

İşte bugün sözünü ettiğim kurultay da böyle haysiyetli ve sorumlu bilim insanları tarafından düzenlenen bir etkinlik.

Tartışılan önemli konular ve verilen bildiriler buraya sığmayacak denli çok, sonuç bildirgesi de uzunca...

Bu nedenle bildirgenin sadece başlıklarını alıntılamakla yetiniyorum (http://universitekurultayi2015.blogspot. com.tr):

1.Üniversiteler ve akademisyenler olarak, susturulmuşluğu ve sindirilmişliği kabul etmiyoruz. Toplumu aydınlatma ve topluma yön verme işlevi, üniversitelerin asli görevidir.

2.Laiklik, aklı ve evrensel değerleri önceleyen çağdaş eğitim ve özgür bilimin, olmazsa olmaz ana koşuludur.

3.Üniversitelerde nitelik, niceliğin önünde olmalıdır.

4.Çağdaş bir yükseköğretim modelinden söz edebilmek için akademik, mali ve yönetsel açıdan tam bir özerklik gerekir.

5.Üniversite - Sanayi işbirliğinde piyasanın değil, toplumun çıkar ve ihtiyaçları temel amaç olmalıdır.

6.Üniversitelere girişte para değil, başarı ölçüt olmalıdır.

7.Üniversitelerde baskı ve şiddet değil, özgür düşünce, özgür bilim ve sağduyu egemen olmalıdır.

8.Bilim ve sanat toplumsal kültürün oluşmasında birbirinden ayrılmaz iki evrensel değerdir.

9.Evrimi dışlayan bir eğitim sistemi bilimsel olmaktan uzaktır.

10.Üniversite rektörlük seçimlerinde öğretim üyesi iradesi tanınmalıdır.

11.“Direnen Bilim İnsanı” ödülü Prof. Dr. Rennan Pekünlü’ye verilmiştir.

Bilim ve sanat susturulamaz; tarih bunun örnekleriyle doludur...

Türkiye’de de susturulamayacaktır!