Sayın,

  • Prof. Dr. Nükhet Yetiş, TÜBİTAK Başkanı
  • Prof. Dr. Ömer Z. Cebeci, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı
  • Prof. Dr. Ömer Anlağan, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı
  • Prof. Dr. M. Arif Adlı, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı
  • Ali Şimşek, TÜBİTAK Genel Sekreter Vekili

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun Sayın Üst Yönetimi,

Kurumunuza ait Bilim ve Teknik dergisinin Mart ayı sayısı için hazırlanan "Darwin" konulu kapak dosyasına sansür uygulanarak yayından çıkarılması, bilimi ve bilimsel değerleri desteklemek amacıyla kurulan TÜBİTAK’ın geldiği noktayı göstermesi açısından ibret verici bir skandaldır. Olayın hemen ardından derginin Genel Yayın Yönetmeni Dr. Çiğdem Atakuman’ın hiçbir objektif gerekçesi olmayan bir uygulama sonucunda tepeden inme olduğu anlaşılan siyasi bir kararla görevden alınması TÜBİTAK tarihine geçen kara bir leke olmuştur.

Bilindiği üzere içinde bulunduğumuz yıl, Evrim Kuramının kurucusu Darwin'in doğumunun 200. yılı nedeniyle UNESCO ve Birleşmiş Milletler tarafından Darwin Yılı olarak ilan edilmiştir. Galileo Galilei’nin teleskopla yaptığı ilk gökyüzü gözleminin 400. yıldönümü olması sebebiyle, Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) de 2009 yılını Astronomi Yılı olarak ilan etmiştir. UNESCO, IAU'nun bu çağrısına ortak olmuş ve Birleşmiş Milletler 2009 senesini Dünya Astronomi Yılı olarak kabul etmiştir. Bu çerçevede, her iki alanda da dünya çapında önemli etkinlikler yapılmaktadır ve bu etkinlikler yıl boyunca devam edecektir.

Bilim insanları olarak biliyoruz ki bilim yanlışlamalar üzerine kurulan, varsayımlar ve ölçümler sistematiğidir. Bu yapısıyla bilim son derece dinamik ve evrimsel bir süreçtir. Biyolojik Evrim kuramı ile Astronomi alanındaki Evrenin evrimini konu alan Kuramlar örneğin Big Bang kuramı aynı sınıfa girerler. Her ikisi de bilimsel yanlışlamaya açık birer kuramdır. Ancak Bilim ve Teknik Dergisinde Big Bang kuramı ile ilgili sayısız makaleye rastlıyor olmamıza karşın Biyolojik Evrim ile ilgili sayının yayından çıkarılması, yani Darwin yılında böylesine bilim dışı bir olayın yaşanmış olması ülkemizde en önemli bilim kurumlarımızın içinde bulunduğu noktayı ve çekilmek istediği siyasi arenayı çok açık bir şekilde göstermektedir. Bu olay, TÜBİTAK başkanlığı ile ilgili olarak geçmişte yaşanan olaylar ve siyasi erkin TÜBİTAK'ta tam yetkili söz sahibi olma istekleri ile birlikte ele alındığında aslında sebep ve sonuç ilişkisi derhal kendisini ele vermektedir. Nitekim Nature dergisi de 10 Mart 2009 sayısında bu konuyu işleyerek gelişmeleri uluslar arası bilim dünyası ile paylaşmıştır.

Türk bilimini ve onun çok önemli bir kurumu olan TÜBİTAK'ı böylesi bilim dışı uygulamalarla yönetmeye kalkmak çağ dışılıktır, beceriksizliktir, görevi kötüye kullanmaktır. TÜBİTAK ancak bilime inanmış, bilimsel metot ve düşünce ile davranan yöneticiler ile asli işlevini yerine getirebilir. Aksi durumda bilimsel kimliğini kaybedeceği kuşkusuzdur. Bu vesileyle sizlere bilimin aydınlık yolundan sapmamanız için çağrıda bulunmayı zorunlu bir görev olarak kabul ediyoruz.

EGE ÖĞRETİM ELEMANLARI DERNEĞİ YÖNETİM KURULU